-
1 gelir vergisi
подохо́дный нало́г -
2 gelir vergisi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > gelir vergisi
-
3 gelir\ vergisi
подохо́дный нало́г -
4 gelir
ре́нта, [ежего́дный] дохо́д; прихо́д; дохо́ды, поступле́нияgelir bölüşümü — распределе́ние дохо́дов
gelir bütçesi — бюдже́т дохо́дов (поступле́ний)
gelir defteri — прихо́дная кни́га
gelir getirmek — приноси́ть дохо́д
gelir getirmeyen işletme — беспри́быльное предприя́тие
gelir getirmeme — нерента́бельность
gelir gider defteri — прихо́до-расхо́дная кни́га
gelir kaynağı — исто́чник дохо́да
gelir taksimi = gelir bölüşümü —
gelir vergisi — подохо́дный нало́г
gelirin nevileri — статьи́ дохо́да
gelir sağlamak — приноси́ть (обеспе́чивать) дохо́д
gelir vermek = gelir getirmek —
aylık gelir — ме́сячный дохо́д
ilâve gelirler — побо́чные дохо́ды
millî gelir — национа́льный дохо́д
reel gelir — реа́льный дохо́д
sâfi gelir — чи́стый дохо́д
ulusal gelir = millî gelir —
vergi geliri — дохо́д от нало́гов
yıllık gelir — годово́й дохо́д
-
5 vergi
налог, пошлина, подать- dolaylı vergi
- gelir vergisi
- dolaysız vergi
- gümrük vergisi
- fevkalade kazanç vergisi
- ihraç vergisi
- katma değer vergisi
- kazanç vergisi
- özel vergi
- vasıtalı vergi
- vasıtasız vergiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > vergi
-
6 vergi
1) нало́г, по́датьvergi daireleri — нало́говые управле́ния
vergi indirimi — сниже́ние нало́гов
vergi koymak = vergi tarhetmek —
vergiden muaf — свобо́дный от нало́гов, не облага́емый нало́гами
vergi mükellefi — налогооблага́емый
vergi mükellefiyeti — налогообложе́ние
vergi ödemek = vergi vermek —
vergi pusulası — нало́говая квита́нция
vergi salma или vergi tarhı — налогообложе́ние
vergi tarhetmek — облага́ть нало́гом
vergi vermek — плати́ть нало́г
bilâvasıta vergiler или gider vergiler — ко́свенные нало́ги
gelir vergisi или kazanç vergisi — подохо́дный нало́г
2) дар, спосо́бность (к чему-л.)3) поже́ртвование; дар -
7 vergi
нало́г (м)* * *1) нало́гvergiye bağlamak — а) облага́ть нало́гом; б) облага́ть да́нью / по́датью
gelir vergisi — подохо́дный нало́г
vasıtalı vergi — ко́свенный нало́г
2) дар, спосо́бность (к чему-л.)güzel yazmak bu adama vergidir — у э́того челове́ка дар краси́во писа́ть
См. также в других словарях:
gelir vergisi — is. Kişilerin gelirlerinden, bir oran ölçüsünde devlete ödedikleri dolaysız vergi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelir — is. 1) Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. M. Yesari 2) Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allah vergisi — is. Tanrı vergisi Ben hiç vezne, kafiyeye bakmam, bu bana bir Allah vergisi, içimden gelir söylerim. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
vergi — is. 1) Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
net ücret — is., ekon. Brüt ücretten gelir vergisi, sigorta primi vb. kesildikten sonra ele geçen ücret … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vezin — is., zni, esk., Ar. vezn 1) Tartı 2) ed. Ölçü Divan şairlerimiz aruz vezninde pek güzel kasideler, gazeller yazmışlar. B. Felek Ben hiç vezne, kafiyeye bakmam, bu bana bir Allah vergisi, içimden gelir söylerim. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler aruz… … Çağatay Osmanlı Sözlük